ŞEN SEVGİ ERİŞEN – ZEO KİO VE MEHPARE

cihanozbagdat
cihanozbagdat
4 Min Read

Yazarın, okuyucularıyla tanışma kitabı olan “Zeo Kio ve Mehpare” dolu dolu 270 sayfadan oluşmakta. Gayet şık tasarlanmış kapakta, Mehpare’nin silueti bulunuyor. Kitabı bitirip tekrar kapağa baktığımızda aslında hikâye hakkında birçok fikir sunduğunu söyleyebiliriz.

Yeni İnsan Yayınevi etiketi ile piyasaya sürülen kitabın ilk sayfasında yazar hakkında şu şekilde bilgilendirilme yapılmış;

Şen Sevgi Erişen

1958 İstanbul doğumlu. Güzel bir çocukluk ve gençlik yaşadı. Uzun yıllar öğretmenlik yaptı. Bu ilk kitabının yanı sıra yayıma hazır bir kitabı daha var. Bütün bilgi ve enerjisiyle yazma uğraşını sürdürüyor. Halen bir e-Dergide yazıları yayımlanıyor.

Zeo Kio ve Mehpare
Şen Sevgi Erişen

‘Koyu Mavi Bir Yolun İlk Romanı’ diye tanımlanan bir serinin başında olduğumuzu ilk etaptan anlıyoruz. Yazar, ilk romanını kızları; Filiz Akaydın Altınok ve Sedef Akaydın’a ithaf ediyor. Önsözde şöyle güzel iki cümleye rastladım;

“Ya İnsan Ne İster; Güneş, Toprak, Nefes, Bir Bardak Çay Ve Zamandan Başka… Sözcükler, Fısıltılar Susup Aşk Konuştuğunda… “

Şen Sevgi ERİŞEN

Önsöz’ün akabinde, yazarın yazılarının yayınlandığı ‘’senveben.biz.tr’’ Dergisi’nin kurucusu ve onun ekibine, kendisine verdikleri anlamlı destekten dolayı teşekkür ettiği bir paragraf da bulunuyor.

“Zeo Kio ve Mehpare” ilginç hikâyesiyle okuyucuyu ilk sayfadan itibaren içine çekecek türde bir eser. Bu eseri kategorize etmekte biraz zorlandım. Fantastik roman tarzında ustalıkla köprüler kurulmuş ve Mehpare tüm gerçekliğiyle her gün üzerinden geçmiş. Ana karakterimiz Mehpare gibi gözükse de Zeo ve Kio’nun da hikâyeye katkısı büyük ve anlaşılan yazar bunu okurlarına son sayfalara doğru hissettirmeyi tercih etmiş.

Mehpare’nin yaşadıklarının, yaşayamadıklarının, yarım kalışlarının, eksilip çoğalmalarının, kayboluşlarının hikâyesini okuduğunuzu düşünebilirsiniz fakat hikâye birden çok kadını temsil ediyor. Her kadının kendinden bir şeyler bulacağı türden çok ilginç bir hikâyeye şahitlik edeceğinizden emin olabilirsiniz.

Mehpare kendini kaybetmiş, farkında olmadan parça parça hücrelerine ayrılmış bir kadın ve şimdi onun için tüm hücrelerini dağıldığı yerden toplayıp birleştirme zamanı. Aslında bir kendini buluş, belki de yeniden keşfedişin hikâyesi bu. Hepimiz zaman zaman yolumuzu ve kendimizi kaybederiz öyle değil mi? Bir ses bir nefes, kimi zaman da bir işaret bize rehberlik eder. Mehpare’nin hangi sesi hangi nefesi takip ettiğini okuyacaksınız.

Zeo ve Kio’ ya gelecek olursak; Onlara bu hikâyenin gizli ve gerçek kahramanları diyebiliriz. Bu bölümü karanlık bırakıp kendi ışığınız ile sayfaları aydınlatmanızı yeğliyorum. Çünkü Zeo ve Kio, eseri klasik bir romandan ayırıp, farklı bir boyuta taşıyan ana karakterlerimiz. Göksel varlıkların işlendiği bir çok kitap okudum fakat serinin devamını hiç bu kadar merak etmemiştim. Yazarın yeni bir düşünce sistemini işaret ettiğini ve kaleminden büyülü cümleler döküldüğünü ilk sayfalardan anlamak mümkün.

Her yönüyle sıra dışı bir kitap olan Zeo Kio ve Mehpare’de mutlaka sizi kendine çeken bir şey bulacaksınız ve sanıyorum ki bu hikâye burada bitmeyecek ve koyu mavilikleri merakla bekleyeceğiz.

Gelin siz de bu keyifli yolculuğa şahitlik edip, Şen Hanım’ın “Zeo Kio ve Mehpare”’nin arka kapağına iliştirdiği şu kısımda size neler fısıldadığına kulak verin.

“Kim Bilir Mehpare Nereye Kadar Kovalayacaktı Kendini… Nerede Son Bulacaktı Kaçışları… Sesler Nerede Başlamış Nerede Bitecekti… Dünya Sesleri… Yaşam Boyunca Onu Bırakmayan… Var Eden O Tek Heceli Sesi Daha Kaç Defa Duyacak Daha Kaç Defa Söyleyecekti? Ol! Ol! Ol!”

Şen Sevgi ERİŞEN

Açıkçası ilk roman için ziyadesiyle lezzetli buldum. Eğer olaylara farklı bakış açıları ile bakmayı seviyorsanız kitap sizler için biçilmiş kaftan. Okurunun bol olmasını dilerim.

Bu İçeriği Paylaş
Yorumlar