İVAN İLYİÇ’İN ÖLÜMÜ

Nehir Olmez
Nehir Olmez
3 Min Read
İvan İliç'in Ölümü -Lev TOLSTOY

Ne kadarız bu hayatta? Kim için ne kadarız? Değerimizi belirleyenler kimler? O en yakın bildiklerimiz bize ne kadar yakınlar? Hiç hasta oldunuz mu? Peki kalabalıklar içinde yapayalnız hissettiğiniz oldu mu? Ölümden korkuyor musunuz?


Son soruya vereceğim cevapla başlayayım yazıma. Evet ölümden korkuyorum ama yalnız ölmekten daha çok korkuyorum. Aslında insan denen varlık, basit şeyler ister. Sevmek ve sevildiğini hissetmek bunların başında gelir. Her gün ve her gün başkaları mutlu olsun diye kendimizden bir şeyleri feda ederiz. Genelde karşılık beklemeden yaptığımızı düşünürüz ama aslında bekleriz. Başkaları için yaşamak, zorunlu ders gibi girmiş hayatımıza. Herkes mutluysa ben de mutlu olabilirim. Kim için yaşadığımızı bilmediğimiz hayatta tek bildiğim şey, asla kendimiz için yaşamadığımızdır. İşte bu kitapta da yaşamı, ölümü ve gerçek sandığımız sahte kalabalıkları sorgulayacağız. Galiba en çok da kendimizi sorgulayacağız. Kimler için nelerden vazgeçtiniz? Ya da kimlere hak ettiğinden fazlasını vererek kendinizi eksilttiniz? Bu kitap benim için kocaman bir soru işareti gibiydi. Her sayfa sonunda mutlaka kendinize soracağınız bir sorunun içinde buluyorsunuz kendinizi. Şimdi kitabımızın içeriğine biraz göz atalım.


İvan İlyiç başarılı bir sorgu savcısıdır. Herkes gibi mutlu olacağını düşünerek yaptığı evlilik, istediği gibi gitmiyordur. Netice de kendi istediği için değil, insanlar ne düşünür korkusuyla devam eden mutsuz bir evlilik sürdürmektedir.


Her şey İvan İlyiç’in talihsiz bir şekilde merdivenden düşmesiyle başlar. İlk zamanlarda acısını önemsemez, sonrasında artan ağrıları onu hasta etmeye başladığında, etrafındaki insanların umursamazlığı ve sevgisizliği karşısında kendisiyle bir iç hesaplaşmaya girer. O kendiyle hesaplaşırken biz de kendi hayatımızı süzgeçten geçireceğiz.


Biz kim de ne kadarız? Kim biz de ne kadar? diye. Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Kitapsız geçen gününüz olmasın…

Arka Kapak
“Evet, hastalık başlangıcı. Böğrümü çarptım, o gün ve sonraki gün yine eskisi gibiydim; biraz sızlıyordu, sonra arttı, sonra doktorlar, sonra bunaltı, sıkıntı, sonra yine doktorlar; durmadan gitgide, gitgide yaklaşıyordum uçuruma.”
İvan İlyiç’in Ölümü yargı sisteminin üst kademelerine doğru ilerlemiş, sosyetede kendine bir yer edinmek için çabalamış İvan İlyiç’in birdenbire ölümlü gerçekliğiyle, faniliğiyle karşı karşıya gelmesini anlatır. Bireyin ölümü Çarlık Rusya’sının da ölümüdür bir yandan.
Fakat Tolstoy’un bu eserinde sadece ölümlerin hikayesi yoktur; zarif, nükteli ve tedirgin edici bir toplum eleştirisi, dağılan, çöken bir şeylerin haberi ve yeniyi arayışların müjdesi de görülür.

Alıntılar

Ya gerçekten de yaşamam gerektiği gibi yaşamadıysam, bilinçli seçtiğim yaşamım yanlışsa?…

Lev TOLSTOY

Durumu kötüydü ve onun durumunun kötü olması doktorun da , başka herhangi birinin de umrunda değildi, çünkü durumu kötü olan oydu.

Lev TOLSTOY

Tepeye tırmandığımı zannederken aslında bayır aşağı koşmak. Tam böyleydi durum. İnsanların gözünde giderek yükselirken, aynı anda hayat da benden o kadar eksiliyor, ayaklarımın altında çekilip gidiyordu. Madem öyle, ölmeye hazır ol!

Lev TOLSTOY

Belki de sürdürdüğüm yaşam, sürdürmem gereken yaşam değildir?

Lev TOLSTOY
Bu İçeriği Paylaş
Yorumlar