SESİMİ DUYAN VAR MI?

İlker Tahsin Asker
İlker Tahsin Asker
2 Min Read
Hatay deprem sonrası bina görüntüsü

Bir enkaz çalışmasında duyduğumuz sözlerle yankılanıyor beynim; “Sesimi duyan var mı?” Hey! Size diyorum anlamıyor musunuz? Nedir bu taş yığınları, toprakla harmanlanıp yeryüzüne yığılan bu beton parçaları da neyin nesi? Kuş cıvıltılarının son bulduğu, dalga seslerinin yitirildiği, rüzgar sesinin çığlıklara karıştığı bu yerde fenerle aradığımız ne? Arkadaşlarımız, ailemiz, yakınlarımız, sevdiklerimiz yani. Sahi hangi odada kalmıştı Kemal amca ? Yatağına uzanıp son sigarasını içtikten sonra mı yıkılmıştı hayalleri yoksa koltukta bir maç izlerken mi dalmıştı sonsuz uykusuna? Peki ya Aysel teyze? Şehir dışında okuyan oğluna bir erzak kolisi hazırladıktan sonra mı dağılmıştı umutları?

Kaç kişi sabah uyanıp sevgilisini görme hayaliyle uyumaya çalışıyordu bilmiyoruz mesela. Kaç evde soba yanıyordu, kaç alarm kurulmuştu birkaç saat sonra uyanıp işe gitmek için? Planladığımız hayatın gerçek sahipleri kimlerdi? Özgürlüğümüzü avuçlarımızın içinden çekip alan kimlerdi?

Ne özgürlüğümüz kaldı ne de ipe serdiğimiz geniş balkonlu hayallerimiz. Para arsızı hırsız müteahhitlerin metrekare harcından çaldığı yaşam alanlarında küçülerek solumaya çalışıyoruz dar balkonlardan karanlığa bakıp. Yeraltından çıkıp yeraltına geri inen külkedisi misali, umutlarımızı hapseden aç gözlü müteahhitlerin, bu çok katlı ve birbirinin kopyası tabut mimarilerine geri dönüyoruz posamız çıkmış halde.

Bir sabah çaresizliğe uyanıyoruz sonra ve biz en çok yaşamayı beceremiyoruz. Yıkıldık, santim santim parçalandık ve suçu Tanrı’ya attılar, adına da doğal afet dediler..

Geçmiş olsun…

Bu İçeriği Paylaş
1 Comment