Sonbaharın en acımasız poyrazında satırlara yüklerken umutlarımı, gözlerin çarptı kelimelerime. Her güne yeni bir sayfa açtım, bir kalemin mürekkebine doldurdum hayallerimi ve satır satır seni anlattım. Çok kısa süre ama o kadar cümle kurdurur ki bana, o kadar çok anlatabilecekken o kadar çok hiç kalır ki. Ben susarım (senin gibi), gözlerim anlatır sana belki bir çok şeyi. Ben söylemesem de, onlar çığlık çığlığa anlatırlar; saçlarının gölgesinde yaşlanma isteğimi.
Tarifini unuttuğum bir çok duyguya rastladım yeniden. İlkokulun ilk günü gibi heyecanlıyım gözlerinde, herkes koşturuyor sağa sola, kimisi ağlıyor, kimisi çok mutlu ben ise kalbimin çarpıntısını kontrol edemiyorum. Ellerini tuttuğumda çok korkuyorum bırakırsın diye.
Hayat yeniden anlamlanıyor ve aşk yeniden tanımlanıyor seninle. Yalnızlığı seviyorum ama hep korkuyorum yalnız kalmaktan. Sen yalnızlığımı yerle bir ediyorsun, ben seninle seviyorum yalnızlığı. Bazen şehrin en ücra köşelerinde, bazen akan trafiğin en sağ şeridinde. Bazen de yüzlerce kişilik bir tiyatro sahnesinin tam ortasında. Yeniden sevmeye başlıyorum; hayvanları, çocukları, çiçekleri ve ben artık kırmızı ışıkları da seviyorum.
Yıllarca senin varlığından habersiz yaşamışım, payıma düşeni almışım hayattan. Tam umudumu kestiğim hayatın en güzel deminde düştün aklıma. Sen geldin, benim sonbaharıma çiçekler açtı. İyi ki geldin, hoş geldin..
Varlığının yaşattığı tarifsiz mutlulukla yaşayabilirim, yeter ki sen hep solumda kal..
BİR TUTAM AŞK

Yorumlar
Yorumlar