SUS PAYI

Derya Ballı
Derya Ballı
2 Min Read
kadına şiddet

Susuyorum. Sustukça kelimeler sallanan bir ağacın yaprakları gibi dökülüyor başıma. Suskunluğun bedelini söyleyemediğim ama içimde bir kor misali yanan kelimeler ödetiyor bana.


Susuyorum. Ay gökyüzünde parıldıyor geceyi aydınlatmak için. Fakat yüreğim bomboş kafam katran karası. Hiçbir ışık doldurmuyor boşluğu.


Sustukça konuşmak eziyet verici bir davranış haline geliyor. Ağzımı sadece yemek yemek için açıyorum. O da mecburiyetten. Ancak hayatta kalacak kadar yiyorum. İçimde kaynayan ölümcül bir zehir var. Ben ise kimseye akıtamıyorum o zehri, toprağa bile.


Şimdiye kadar gördüklerimi sustum. Dinlediklerimi sustum. Sus dediler diye sustum. Şimdiyse ne diyeceğimi bilemediğim için susuyorum.


Küçükken Mosmor olmuş bir göz ve ağrıyan kollarla da olsa en azından annemin şefkatli kolları sarardı beni. Küçüktüm dediğime bakmayın, şu anda da büyük sayılmam. Henüz ortaokul sondayım. Ve hayat bana tüm biletlerini kesmiş. Eski paslı bir yalnızlık korosunda bütün seyirci benim. Ben. On dört yaşında annesiz kalmış bir kız çocuğu. On dört yaşında babası hapis yatan bir kız çocuğu. On dört yaşında babası annesini öldürene kadar dövmüş bir kız çocuğu. On dört yaşında…


Gözünüze çok mu büyük görünüyorum oradan. Bedenim büyük belki. Ama annesiz kalmanın yaşı yok. On dört de bir, kırk dört de. “Baba” kelimesinin bu kadar can yakacağı aklınıza gelir mi? Benim gelmezdi. Sert de olsa bağırsa da babaydı o. Olurdu öyle arada. Yıllar geçtikçe bir terslik olduğunu anladım. Ama ben kimim ki onu ne kadar durdurayım? Aciz bir kız çocuğu. Annesinin kuzusu.


Kuzunun yünleri yolundu anne. Çırılçıplak kaldı yüreğim. Savunmasız, neşesiz, umuttan yoksun…
Ne dersin anne? Nasıl yaşayacağım şimdi ben? Kimsem yok. Yurt dedikleri o yerdeyim.

Susuyorum. Susmak da konuşmak da çok ağır artık. Sadece senin sesini duymak istiyorum anne.

Bu İçeriği Paylaş
Yorumlar