1 MAYIS

İbrahim Başar
İbrahim Başar
5 Min Read
1 Mayıs

Emek ve alın teri, insanoğlunun yüz yıllardan beri dünya üzerinde verip verebileceği en değerli katkısıdır insanlığa… Peki bunun karşılığında her zaman hak yerini bulabilmiş midir? Çocukluk yıllarımdan bilirim; daha güneş doğmadan bir traktör’ün kasasına doluşmuş, elleri nasırlı, gövdeleri yorgun, yüzlerindeki derin çizgilere rağmen, sıcacık bir somunu böler gibi bir çağlayanın coşkusu gibi işlerine sımsıkı sarılmış tarım işçilerini. Sabah ezanında üzüm bağına gider daha gün tam olarak aymadan sandıklanan üzümler hale yetiştirilirdi. İlk olarak dedemden duymuştum “işçinin teri kurumadan verilmeli emeğinin karşılığı, önce işçinin hakkı” derdi dedem. Sofrasından ayırı tutmaz, onlarla beraber çalışırdı. Maddi ve manevi olarak önce işçi derdi, önce emek. Yıllar sonra bende büyüdüm. Bir şeyler üretmeye ve emek sarfetmeye başladım. Hakkımın karşılığını bazen aldım, bazen sömürüldüm. İş veren tarafından. Peki işçi haklarını ve işçiyi koruyan yasalar ve 1 Mayıs İşçi Bayramı nasıl başlamıştı, nerelerden geçip ne bedeller ödenmişti bu yolda?

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya üzerindeki bir çok ülkede, resmî tatil olarak kabul ediliyor. Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilmiş, 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.

Peki 1 Mayıs İşçi Bayramı neden kutlanıyor? İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde 8 saatlik mesai dilimi için Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evine kadar düzenledikleri yürüyüşe katılırlar. 1 Mayıs 1886 tarihinde Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonun liderliğinde işçiler her gün 12 saat ve haftada 6 günlük mesai dilimine karşı bir eylem başlatır. İstekleri günlük 8 saat olarak belirledikleri mesai saati gibi bir istekle iş bırakırlar. Chicago’da yapılan gösterilere 500.000 işçi katılır. Luizvilde 6000’den fazla siyahi ve beyaz işçi, birlikte yürürler. O yıllarda ırkçı zihniyetin yaptırımları ve sınıf ayrımı sebebi ile Luizvilde bulunan tüm parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, birlik içinde yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girerler. Gazeteler böylece ön yargı yıkılmıştır, şeklinde düşüncelerini paylaşırlar.

Gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen süreçte devam eder ve ne yazık ki, 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı patlak verir.
Yasal baskılar ve diretmeler ile gösterinin tekrarlanması engellenir.
1 Mayıs 1886 tarihinde ABD’nin büyük kentlerinde 5000’den fazla grev ve eylem ilan edilir. Polisler ile greve katılan işçiler arasında çıkan çatışmalarda bir işçi ölür ve çok sayıda işçi yaralanır. 3 gün süren gösterilerin ardından bazı sendikacı üyeler ağır bedeller öder. 4 sendikacı idam edilir, 4 sendikacı ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

14 Temmuz ve 21 Temmuz 1889 tarihleri arasında düzenlenen 2. Enternasyonal’de Fransız bir işçinin önerisi ile 1 Mayıs gününün tüm dünyada “BİRLİK, MÜCADELE ve DAYANIŞMA GÜNÜ ” olarak kutlanmasına karar alınır.

1890 yılında 2. kez işçi gösterileri düzenlenmiş olur. Zamanla 8 saatlik mesai süreci bir çok ülke tarafından resmi olarak kabul edilir. Bunun ardından işçi emekçilerinin birlik ve dayanışmalarını yansıtan bir bayram günü coşku içinde kutlanmaya başlar.

Ülkemizde 1 Mayıs kutlamaların yapıldığı ve anma törenlerinin düzenlediği 1 Mayıs’ın simgesi ise Taksim meydanıdır. 1979 yılında sokağa çıkma yasağı getirilecek fakat tüm bu engellemelere rağmen, binlerce kişi kutlama yapmak için meydanlarda buluşarak coşku içinde 1 Mayıs’a akın edecekti. Bundan 1 yıl sonra ise 12 Eylül 1980 darbesinin ardından sıkı yönetim sebebi ile kutlamalar yapılamayacaktı. Engellemeler bununla son bulmadı, 1980 Askeri darbesinden sonra 1981 yılında Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı resmi tatiller arasından çıkaracaktı.

12 Eylül döneminde resmi tatil olmaktan çıkarılan İşçi ve Emekçilerin Dayanışma günü olan 1 Mayıs, 30 yıla yakın bir aranın ardından yeniden 2009 Nisanında “Emek ve Dayanışma Günü” olarak resmi tatil olarak yeniden ilan edildi. Bu 30 yıllık süreçte “illegal” olarak kutlanmaya çalışılan 1 Mayıs’ta pek çok olay çıktı.

1980 Darbesi sonrası resmi tatiller arasından çıkarılan 1 Mayıs, 2009 yılında tekrar resmi tatil olarak ilan edildi. 2010 yılında uzunca bir süre sonra çok büyük bir kutlama gerçekleşti. Beşyüz bine yaklaşan kişinin katılımıyla 1 Mayıs’ın simgesi olan Taksim Meydanı’nda olaysız bir şekilde gerçekleşti, ve coşku ile kutlandı. Yer yüzünde Bayramı eğlenmeyi hatırlanmayı bir günlüğüne de olsa en çok hak eden tüm Emekçi kardeşlerimin gününü canı gönülden kutluyor nice 1 Mayıslarda Emek ve Dayanışma içinde nice güzel Mayıslara nice güzel bayramlara diyorum.
YAŞASIN 1 MAYIS..

Bu İçeriği Paylaş
İbrahim Başar
Posted by İbrahim Başar
Takip Et:
OYUNCU ~YÖNETMEN ~ OYUN YAZARI "Arsızlar Sanat Akademisinin Kurucusu" "Koğuş ve Çok Bekarım adlı oyunların yazarı ve Yönetmeni"
Yorumlar